24 Mayıs 2015

Kedamono no ken - 1965 (Sword of the Beast - Canavarın Kılıcı)

KÜNYE 
Yönetmen: Hideo Gosha 
Senaryo: Hideo Gosha, Eizaburo Shiba 
Oyuncular: Mikijirô Hira, Gô Katô, Shima Iwashita, Toshie Kimura, Kantarô Suga 
Ülke: Japonya 
Yıl: 1965 
Süre: 85 dakika 

Puan:    @IMDb

 
Adımın da, gururun da canı cehenneme! Durmaksızın kaçacağım!

Gennosuke (Hira) klanda reform yapabileceği ve bu sayede kendisi gibi düşük seviyeli samurayların da insan gibi muamele göreceği düşüncesine sahiptir. Fakat bu düşüncesini klan yöneticisine kabul ettiremez. Yönetici yardımcısının telkinleri sonucu klan yöneticisini öldürür. Sonucunda ihanete uğrar; kendisine yardım edenler öldürülür ve kendisi de kaçak durumuna düşer. Öldürdüğü yöneticinin kızı Misa (Kimura) ve aynı zamanda Gennosuke'nin de eski bir arkadaşı olan nişanlısı Daizaburo (Sugo) adamlarıyla beraber Gennosuke'nin peşine düşerler. Bir dağa sığınan Gennosuke, orada klanı için kaçak olarak altın arayan samuray Yamane (Katô) ve eşi Taka'ya (Iwashita) rastlar. Altınları kendine çıkış yolu olarak gören Gennosuke, altınları ele geçirmeye karar verir.

Söylemek gerekir ki Kedamono no ken, gerçekten çok katmanlı, karakter gelişimine önem veren, iyi yazılmış, iyi yönetilmiş ve iyi çekilmiş bir film. Oyunculuklar abartıdan uzak, film renksiz olmasına rağmen manzara görüntüleri çok hoş. Özellikle katana dövüşleri çok iyi kotarılmış ve bol bol kullanılmış. 

Gennosuke'nin tek isteği insan gibi muamele görmek, ötesi değil. Parasız olarak samuray yamağı tutulan kendisi ve arkadaşları için bir reform istiyor, sınıfsız bir klan. İsteği reddedilmesine rağmen çabalıyor; ihanete uğrayana kadar. İlk olarak ahlaksız bir ronin sandığımız Gennosuke'yi, ancak geri dönüşlerle ve Yamane ile eşi Taka'ya karşı davranışlarıyla tanımaya başlıyoruz. Kendisini canavar olarak tanımlasa da tek derdi yaşamak olan sıradan bir insan özünde. 

Peşindeki Misa ise gözü kan davasından daha önemli bir şey görmeyen, biraz paranın getirdiği biraz da karakterinden olan gücüyle erkeklere dahi emirler yağdırabilen (yılın 1857 olduğunu göz önüne alırsak bu çokça büyük bir şey) yine de toy bir kadın. Nişanlısı Daizaburo ise Gennosuke'ye geçmişten duyduğu bir saygıya sahip, yeri geldiği zaman elini kılıcına götürmekte tereddüte düştüğü dahi oluyor.

Yamane ise Gennosuke gibi vasıfsız bir yamak. O da samuray rütbesi ve dolgun maaş vaadiyle Shogun'a ait topraklarda kaçak olarak altın aramaya gönderilmiş. Bu göreve ve samuray rütbesine o kadar adamış ki kendini, yeri geldiğinde karısını dahi kurban edebilecek durumda. Taka'nın tek istediği ise görevin hemen son bulması. 

Önceleri altınlar için öldürmeyi düşündüğü çift hakkında bilgiler öğrendikçe, Gennosuke de kendini Yamane yerine koymaya, çifte sempati duymaya başlar. Dağdaki kaçınılmaz son ve iki klandan gelen katillerle olan kapışmadan önce tarafını çoktan seçmiştir. Önceden yaptığını bir kez daha yapar, bu sefer bilinçli olarak ve başına gelen her şeyin öcü sayarak.

Samuray filmi ya da western türünü seven herkes tarafından izlenmesi elzem olan bu az bilinen filmde eğer başrolü efsanevi samuray Toshirô Mifune oynamış olsaydı, izleyicilerin yönetmeni Akira Kurosawa sanması işten bile olmazdı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder